Logan Film İncelemesi | Logan Movie Review | #Logan #Wolverine #Hugh Jackman #Marvel #Spoiler
Yönetmenliğini James Mangold'un yaptığı, oyuncu kadrosunda ise Hugh Jackman, Patrick Stewart, Dafne Keen, Boyd Holbrook, Stephen Merchant, Elizabeth Rodriguez gibi isimlerin yer aldığı Logan, son filmiyle 3 Mart'ta seyircisiyle buluştu.
Konu olarak 2029 yılında geçen filmde Logan (Hugh Jackman) artık yaşlanmış ve yorulmuştur, özel şoför olarak geçimini sürdürmekte aynı zamanda güçlerini kullanmakta zorluk yaşamaktadır. Artık eskisi gibi hızlı iyileşemez olmuş, pençeleri ise onun sorunu haline gelmiştir. Yılların acımasızlığı Logan'ın üzerinde de etki etmektedir. Beyninde oluşan bir hastalık nedeniyle kötü durumda olan Charles Xavier (Patrick Stewart), Logan ile Meksika'da tüm dünyadan saklanmaya çalışsa da bir gün onları Laura (Dafne Keen) bulacaktır, mutant olan Laura'nın peşinde ise kötü adamlar vardır.
Logan filmi, X-Men Origins: Wolverine ve The Wolverine'in ardından üçüncü ve Hugh Jackman'ın Wolverine'i canlandırdığı son film olma özelliğine sahip. 17 yıllık bir filmden bahsediyoruz ve Wolverine'in sonunun geldiğini öğrenmek gerçekten çok üzücü bir durum. Film bittikten sonra herkes donuk bakışlarla etrafı süzerken 2 sıra yanımda oturan kızın cayır cayır ağlaması ve after credits olmadığını öğrendiği an beş kat daha fazla ağlaması filmin ne kadar etkileyici olduğunu bana daha iyi göstermiş oldu.
Diğer X-men filmleriyle kıyaslandığında hikayenin ve karakterlerin daha iyi bizlere sunulduğunu söylemek mümkün. Ayrıca diğer filmlerde olmayan şiddet öğelerini bolca görüyoruz.
Yıl olmuş 2029 neredeyse hiç mutant yok Logan, Charles ve Caliban dışında! Nedenini ise şu şekilde yorumluyorum. Zaten hasta olan Charles, nöbet geçirdiğinde çoğu X-men'in ölümüne sebep olmuş olabilir. Kim bilir belki de bütün X-men'leri istemeden de olsa öldürmüş olabilir. Charles'ın Logan'a seni ailemizin içine aldık demesi üzerine Logan'ın ama artık yoklar demesi konuyu tamamen açıklıyor ve Logan'ın eski günleri özlediğini anlıyoruz.
Logan'a evinin kapılarını açan Munson ailesinin elbette öleceğini tahmin etmiştim ama bir klon Wolverine tarafından öldürüleceklerini hiç tahmin etmemiştim. Hele ki fragmanlarda klon Wolverine'i görmediğimiz gerçekten iyi olmuş. Fragmanı izlediğimde acaba büyük düşman kim olacak mekanik kollu adamlar mı diye düşünmüştüm. Charles'ın ölümünün klon Wolverine tarafından olması gerçekten büyük bir üzüntü yaşattı bana.
Tesiste doğan yeni mutantlar X-24'ün yani klon Wolverine'in başarılı olması sebebiyle yok edilmek istenmiştir. Birkaç iyi kalpli hemşire ise bu çocukları tesisten kaçırmayı başarabilmiştir. Laura'nın ilk yarı boyunca hiç konuşmamış olması onu daha vahşi, hayvansı yönlerini ortaya koymuş. Kızı ilk gördüğümde nedense aklıma Evan Peters geldi, hani şu X-men filmlerinde koşup duran komik Quicksilver var ya heh o işte ^_^
Laura'nın gitmek istediği yerin aslında X-men çizgi romanında geçen bir bölge olması Logan için pek de ikna edici bir etken değil. Buranın birer yalan, birer uydurma yer olduğunu söylese de ikinci yarıda susmak bilmeyen Laura'nın çenesi kapansın, gönlü olsun diye Kanada'ya doğru yola çıkarlar.
Filmin artı yönleri olduğu gibi eski yönleri de vardı. Konuşmak için konuşmayıp bunları görmezden geliyorum. Filme benim puanım 9... Şu şarkıyı şuraya bırakıyor ve gidiyorum...
Fotoğraflar: IMdb
Yorumlar
Yorum Gönder