La Casa de Papel Dizi İncelemesi | TV Series | #LaCasaDePapel #TvSeries #BellaCiao
Tarihin en büyük soygununu gerçekleştirmek üzere bir araya gelen 8 hırsızın İspanyol Kraliyet Darphanesi'ni soyma hikayesi anlatılıyor. Yetkililer soygunu kınasa da toplumun bir kısmı bu saldırıyı sisteme karşı bir protesto olarak değerlendirmiştir. Çarşamba günü başlayan soygun, Cuma günü bitmiş ve toplamda 128 saat geçmiş, 67 kişi rehin tutulmuştur.
Oyuncu kadrosunda Úrsula Corberó, Álvaro Morte, Itziar Ituño, Pedro Alonso, Alba Flores, Miguel Herrán, Jaime Lorente gibi isimler yer alıyor. İspanya yapımı olan La Casa de Papel'in oyuncuları ülkelerinde ne kadar tanıdıklardır bilemiyorum ama bu diziden sonra önleri daha da açılacak ve eminim La Casa de Papel rol aldıkları en iyi yapım olacaktır.
Aralarında kişisel bilgi ve ilişkilerin olmaması gerektiğini savunan bu 8 kişi kendilerine belli başlı şehir isimleri bulmuş ve bu isimlerle yola çıkmışlardır. Her karakterde az da olsa kendinizden birer parça görüyor, yaşadıkları iç dünyasından izler buluyorsunuz. Favorim kesinlikle Berlin, Nairobi ve Tokyo'ydu. Dizinin afişini çok beğendim para desenli ve en sevdiğim üç karakter afişte yer alıyor. Gracias La Casa de Papel ♥
Berlin: 27 soygun, kuyumcu dükkanları, müzayede evleri ve zırhlı araçlar. En büyük başarısı, Paris Champs Elysees'de, 434 elmas. Havuzdaki köpek balığı gibidir onunla yüzebilirsin ama sakin kalamazsın.
Moskova: İlk olarak Asturias'da bir maden kazmış sonra biraz daha kazayım demiş. Altı kürk dükkanı, üç saat dükkanı ve Aviles Kredi Birliği'nin kasası. Termal kesiciler de dahil tüm endüstriyel aletleri kullanıyor.
Denver: Moskova'nın oğlu. Uyuşturucu, kırık dişler ve kaburgalar, bar kavgalarının kralı. Kusursuz bir soygunda adeta saatli bomba.
Rio: Bilgisayarların Mozart'ı. 6 yaşından beri kod yazıyor, alarmlar ve elektronikle ilgili her şeyi biliyor. Hayattaki diğer şeyler hakkında hiçbir fikri yok.
Helsinki ve Oslo: En kurşun geçirmez planda bile asker lazım olur ve bunun için iki Sırp'tan iyisi mi var?
Nairobi: Umutsuz bir iyimser. 13 yaşından beri sahtekar. Adeta kalite kontrol müdürü, dengesiz ama bir o kadar da eğlenceli.
Tokyo, bu hikayenin anlatıcısı rolünde onun sesini duyuyor ve onun anlattıklarıyla olaylar ilerliyor. Baş soyguncu olan Profesör ise operasyonu dışarıdan yönetmektedir.
Zekice kurgulanmış dizilere inanılmaz derecede bayılıyorum. La Casa de Papel, Prison Break tarzında ilerlerdi her bölümde acaba bundan nasıl kurtulacaklar, şurası nasıl olacak deyip çekirdek etkisi gibi bir sonraki bölümü izleme isteği doğuyor ve gözleriniz kızarmış bir şekilde kendinizi buluyorsunuz.
İşler çıkmaza girdiğinde rehinelere özgürlüğünüz mü yoksa 1 milyon Euro mu diye teklif yapılıyor. Ben kesinlikle parayı seçerdim, öyle ya da böyle özgür kalacağım kurtulduktan sonra hiç değilse 1 milyon Euro'm olurdu ^_^
Finali iyi güzeldi de 1 yıl sonrası deyip Profesör ve Raquel'i göstermeleri biraz saçma olmuş. Herkesin neler yaptığını, paraları nasıl harcadıklarını görmek isterdim. Zor bir ihtimal ama belki de bu konuyu bir başka sezonda işlemek için açık kapı bırakmış olabilirler. Yayın haklarını eline almasıyla birlikte Netflix, altın yumurtlayan tavuğu kesmek istemeyecektir.
Fragmanı izlemek için aşağıdaki bağlantıya tık tık.
Fotoğraflar: formulatv
Yorumlar
Yorum Gönder