X-Men: Apocalypse
Bu yazı, spoiler içeriyor diye söylememe gerek yok sanırım öğrenmişsinizdir artık yazılarımın spoiler yuvası olduğunu ^_^
X-men evreninin en güçlü mutantı Apocalypse binlerce yıllık uykusundan uyandığında dünyayı istediği gibi bulamaz. Karşısında yozlaşmış bir dünya vardır. Bunun üzerine dünyayı yok edip baştan kurmaya karar veren Apocalypse, mahşerin dört atlısı olarak kendine yardımcılar bulur. Storm, Angel, Psylocke ve Magneto... Dünyanın yok olma eşiğinden Mystique, Profesör X ve mutantlardan oluşan ekibi kurtarmaya çalışacaktır. Filmin oyuncu kadrosunda James McAvoy, Michael Fassbender, Jennifer Lawrence, Oscar Isaac, Sophie Turner, Nicholas Hoult, Hugh Jackman gibi isimler yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise Bryan Singer oturuyor.
Öncelikle söylemem gerekirse X-men Birinci Sınıf ve X-men Geçmiş Günler Gelecek filmlerini izlemeyi unutmayın!
Apocalypse, yaşlanan bedeninden kurtulup ruhunu yeni bedenlere aktararak yüzyıllar boyu yaşam sürmüş ilk mutant olma özelliği taşımaktadır. Aynı zamanda X-men evrenindeki en güçlü mutanttır kendisi. Filmin başında Apocalypse (En Sabah Nur) ' in vücut transferi güzel bir giriş sahnesi olmuş. Apocalypse için oyuncu seçimi ise tam yerinde olmuş Oscar Isaac resmen En Sabah Nur olmak için doğmuş diyebilirim.
Dünyada çok daha güçlü mutantlar olmasına rağmen En Sabah Nur'un neden Angel ve Psylocke'u seçtiğini düşünmeden edemedim. Adamın kendi filmi olmasına rağmen Apocalypse'in önceki yaşamlarına dair herhangi bir sahne izleyemedik. Filmin bir eksi yönü de buradaydı. Filme karşı en çok eleştiri bu yönlerde gelecektir diye tahmin ediyorum. Magneto tam doğru yolu buldu imana geldi diye düşünürken eşi ve kızı Nina'nın ölümü içindeki karanlık tarafın uyanmasına sebep oldu.
Nightcrawler ve Quicksilver sayesinde filmin ağır abi duruşu bozulmuş, insanların sıkılacağı yerlerde ikilinin sahneleri ile toparlanmaya çalışılmış. Eğer bu ikili olmasaydı filmde sıkılmak için bahaneler çoğalabilirdi. Quicksilver'ın "Sweet Dreams" şarkısıyla okuldaki herkesi kurtardığı sahne en çok eğlendiğim ve en çok güldüğüm kısımdı. Q'nun Raven'a, babasının Magneto olduğunu açıkladığı sahne çok kısa tutulmuş biraz daha ayrıntı verilebilirdi.
Herkesin kısa kısa sahneleriyle 2 buçuk saate yakın bir film ortaya çıkmış, yapımda ve yayında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Filmde o kadar çok kişi var ki kime yer vereceğini düşünememiş yönetmen. Sahnesi kısa olmayan bir karakter yok! Sahnesi kısa olan bir başka kişi ise Wolverine'i hafızasını kaybetmiş bir şekilde William Stryker'ın mekanında bir hücreye hapsolmuş bir şekilde görüyoruz. Jean'in onu hücreden çıkarmasıyla ona geçmişinden bir parça verdiğini, birisinin "Logan" diye seslenişini ve Wolverine'in kaçarak uzaklaştığını izliyoruz .
Filmde Jubilee de var ama herhangi bir güç gösterisinde bulunmuyor. Tam yerinde bir karakter olmuş ama ağzında pembe çilekli sakızı eksik ^_^
Jennifer Lawrence'ın canlandırdığı Raven karakteri Jean Grey'in geri planında kalmış. Bu işi sevmedim, Jennifer daha ön planda olmalıydı :/ Jean Grey'in ne kadar güçlü bir mutant olduğunu bu filmde de görmüş olduk. Phoenix formuyla sınırları zorlayan Jean Grey neredeyse tek başına En Sabah Nur'u yok etmiştir. Scott için oyuncu seçimini beğenmedim aynı zamanda Rayban, Scott'ın gözlüğüne sponsor olup araya reklamını sıkıştırıvermiş.
Marvel filmlerinin olmazsa olmazı Stan Lee'yi ise savaş füzelerinin ateşlendiği sırada eşine sarılırken görüyoruz.
3 Milyar 750 Milyon saat after credits bekledikten sonra adını unuttuğum bir şirketten birileri gelip içinde Wolverine'in kanının olduğunu bir şişeyi aldıklarını görüyoruz. Şimdiden yeni bir X-men filmi ya da Wolverine filmi için işaretler verilmiş durumda. After credits bölümünde Doctor Strange filmiyle alakalı bir şeyler bekledim ama göremedim. Gerçi Kaptan Amerika'nın filminde de beklemiştim de neyseee. 4 Kasım 2016'da vizyona girecek olan Doctor Strange'in fragmanını izlemeyen varsa şu linke tıklayarak izleyebilir. https://www.youtube.com/watch?v=Lt-U_t2pUHI
Avengers evrenini her ne kadar çok sevsem de X-men evrenini daha çok seviyorum. Film gayet izlenebilir, sıkıcı olmayan, merak uyandıran bir X-men filmiydi. Puanım 8/10 ^_^
X-men evreninin en güçlü mutantı Apocalypse binlerce yıllık uykusundan uyandığında dünyayı istediği gibi bulamaz. Karşısında yozlaşmış bir dünya vardır. Bunun üzerine dünyayı yok edip baştan kurmaya karar veren Apocalypse, mahşerin dört atlısı olarak kendine yardımcılar bulur. Storm, Angel, Psylocke ve Magneto... Dünyanın yok olma eşiğinden Mystique, Profesör X ve mutantlardan oluşan ekibi kurtarmaya çalışacaktır. Filmin oyuncu kadrosunda James McAvoy, Michael Fassbender, Jennifer Lawrence, Oscar Isaac, Sophie Turner, Nicholas Hoult, Hugh Jackman gibi isimler yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise Bryan Singer oturuyor.
Öncelikle söylemem gerekirse X-men Birinci Sınıf ve X-men Geçmiş Günler Gelecek filmlerini izlemeyi unutmayın!
Apocalypse, yaşlanan bedeninden kurtulup ruhunu yeni bedenlere aktararak yüzyıllar boyu yaşam sürmüş ilk mutant olma özelliği taşımaktadır. Aynı zamanda X-men evrenindeki en güçlü mutanttır kendisi. Filmin başında Apocalypse (En Sabah Nur) ' in vücut transferi güzel bir giriş sahnesi olmuş. Apocalypse için oyuncu seçimi ise tam yerinde olmuş Oscar Isaac resmen En Sabah Nur olmak için doğmuş diyebilirim.
Dünyada çok daha güçlü mutantlar olmasına rağmen En Sabah Nur'un neden Angel ve Psylocke'u seçtiğini düşünmeden edemedim. Adamın kendi filmi olmasına rağmen Apocalypse'in önceki yaşamlarına dair herhangi bir sahne izleyemedik. Filmin bir eksi yönü de buradaydı. Filme karşı en çok eleştiri bu yönlerde gelecektir diye tahmin ediyorum. Magneto tam doğru yolu buldu imana geldi diye düşünürken eşi ve kızı Nina'nın ölümü içindeki karanlık tarafın uyanmasına sebep oldu.
Nightcrawler ve Quicksilver sayesinde filmin ağır abi duruşu bozulmuş, insanların sıkılacağı yerlerde ikilinin sahneleri ile toparlanmaya çalışılmış. Eğer bu ikili olmasaydı filmde sıkılmak için bahaneler çoğalabilirdi. Quicksilver'ın "Sweet Dreams" şarkısıyla okuldaki herkesi kurtardığı sahne en çok eğlendiğim ve en çok güldüğüm kısımdı. Q'nun Raven'a, babasının Magneto olduğunu açıkladığı sahne çok kısa tutulmuş biraz daha ayrıntı verilebilirdi.
Jennifer Lawrence'ın canlandırdığı Raven karakteri Jean Grey'in geri planında kalmış. Bu işi sevmedim, Jennifer daha ön planda olmalıydı :/ Jean Grey'in ne kadar güçlü bir mutant olduğunu bu filmde de görmüş olduk. Phoenix formuyla sınırları zorlayan Jean Grey neredeyse tek başına En Sabah Nur'u yok etmiştir. Scott için oyuncu seçimini beğenmedim aynı zamanda Rayban, Scott'ın gözlüğüne sponsor olup araya reklamını sıkıştırıvermiş.
Marvel filmlerinin olmazsa olmazı Stan Lee'yi ise savaş füzelerinin ateşlendiği sırada eşine sarılırken görüyoruz.
3 Milyar 750 Milyon saat after credits bekledikten sonra adını unuttuğum bir şirketten birileri gelip içinde Wolverine'in kanının olduğunu bir şişeyi aldıklarını görüyoruz. Şimdiden yeni bir X-men filmi ya da Wolverine filmi için işaretler verilmiş durumda. After credits bölümünde Doctor Strange filmiyle alakalı bir şeyler bekledim ama göremedim. Gerçi Kaptan Amerika'nın filminde de beklemiştim de neyseee. 4 Kasım 2016'da vizyona girecek olan Doctor Strange'in fragmanını izlemeyen varsa şu linke tıklayarak izleyebilir. https://www.youtube.com/watch?v=Lt-U_t2pUHI
Avengers evrenini her ne kadar çok sevsem de X-men evrenini daha çok seviyorum. Film gayet izlenebilir, sıkıcı olmayan, merak uyandıran bir X-men filmiydi. Puanım 8/10 ^_^
Yorumlar
Yorum Gönder